CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz, Amerikan Alman Marshall Fonu (GMF) adlı düşünce kuruluşunun “Türkiye’nin 2021’de Dış Politika Öncelikleri: Ana Muhalefet Partisinden Bir Bakış” başlıklı online paneline katıldı.
Katıldığı panelde Türk-Amerikan ilişkileri üzerine sorulan bir soruya Çeviköz, Biden yönetiminden ilk beklentilerinin domokrasiye güçlü bir vurgu yapılması olacağını söyledi.
Ayrıca CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, katıldığı panelde Türkiye dış politikasına ilişkin değerlendirmeler yaparken, S-400’lerin aktif hale getirilmemesi gerektiğini söyledi.
Ünal Çeviköz, Suriye’de demokratik dönüşümün sağlanması, Suriye güvenlik güçlerinin ülkelerinde güvenlik ve istikrarı sağlaması halinde Türk askerlerinin de çekilmesi gerektiğini, uluslararası toplumun gözünde orada “işgalci” gibi bir görümünün yaratılmamasının önemli olduğunu belirtti.
CHP’li Çeviköz’ün sözleri büyük tepki çekti.
İletişim Başkanı Fahrettin Altun sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Muhalefet, Türkiye’nin milli bir dış politikası olmasa dış ilişkilerini daha iyi yönetirdi diyor.
Türkiye, Cumhurbaşkanımız liderliğinde bağımsız ve çok yönlü bir dış politika izlemeye devam ediyor.
Muhataplarımız ile ilkelerimiz, önceliklerimiz ve milli çıkarlarımız ışığında ilişkiler sürdürüyoruz.
Müttefiklerimiz ile uyuşmazlık ve sorunlarımızı etkin ve enerjik diplomasimizle müzakere ediyoruz.
Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi kimsenin hakkında gözümüz yok, kimseye hakkımızı da yedirmiyoruz.
Bu kriterlerden rahatsız olanlar, elbette başka ülkelere Türkiye ile ilişkiler konusunda tavsiyelerde bulunacaktır. Onları milletimizin vicdanına havale ediyoruz.”
Biden ne dedi?
Joe Biden New York Times’a şu açıklamayı yapmıştı. :
“Bence yapmamız gereken ona (Erdoğan’a) karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli. Bazı silahları ona satıp satmayacağımızla ilgili, bir bedel ödemeli. Özellikle de üzerinde F-15 uçurarak çözmeye çalıştıkları bir hava savunma sistemleri olduğunu düşündüğümüzde. Bunlar hakkında çok endişeliyim.”
“Ama hâlâ, geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan’ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, darbe ile değil, seçimle.”
“(Erdoğan ve partisi) Dağıldı, İstanbul’da dağıldı, peki biz ne yapıyoruz? Oturup teslim mi olacağız? Yapacağım son şey ona Kürtler konusunda boyun eğmek olurdu. Onunla Kürtler konusunda birkaç kez görüşmüştüm. O dönemde henüz üzerlerine gitmiyorlardı.”
“Her neyse, şunu açıkça belirtmeliyiz… Günün sonunda Türkiye de Rusya’ya bağımlı olmak istemez.”
“Çok endişeliyim, çok endişeliyim. Hava sahalarımız ve onlara erişimimiz konusunda da çok endişeliyim. Bölgedeki müttefiklerimizle bir araya gelerek onun bölgedeki faaliyetlerini tecrit etmek bizim için çok çaba gerektiren bir iş. Özellikle de Doğu Akdeniz’deki petrol faaliyetleri gibi uğraşması çok uzun süren birçok diğer konu… Ama cevabım şu; evet endişeliyim.”
CHP’nin ise bu söylemler sonrası takındığı tavır oldukça düşündürücü.
Yapılan son açıklamalar da Biden’a mesaj olarak değerlendiriliyor.